KOMESLİ, proje hakkında bültenimize açıklamalarda bulundu.  

Dünyada hızlı nüfus artışı ve endüstrileşmeyle beraber kullanılabilir su kaynakları hızla azalmaktadır. Ayrıca artan küresel ısınma ve iklim değişiklikleri yağışların azalmasına ve bunun sonucunda mevcut temiz su kaynakları yeterince beslenememesine sebep olmaktadır. Yağışların azalmasına ek olarak buharlaşmanın artması yeterince beslenemeyen temiz su kaynaklarının azalmasını hızlandırmaktadır. Her ne kadar dünya yüzeyinin %70’ i sularla kaplı olsa da dünyada kullanılabilir ve içilebilir su miktarı %0,3 civarındadır. 2005 yılı verilerine göre dünyada 2.3 milyar insan temiz su sıkıntısı yaşamakta olup bu rakam yapılan istatistikler neticesinde 2030 yılında 3.9 milyar insana yani dünya nüfusunun % 47’sine çıkacağı tahmin edilmektedir. Bir ülkenin su yönünden zengin bir ülke sayılabilmesi için kişi başına düşen su miktarının 8000-1000 m3/yıl olması gerekmektedir. Ülkemize baktığımız zaman kişi başına düşen su miktarı 1430 m3/kişi-yıl olup ortalamanın çok ama çok altındadır. Üstelik 2030 yılında ülkemizde bu miktarın 1000 m3/kişi-yıl’ın altına düşeceği hesaplanmaktadır. Ayrıca mevcut su kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması sürdürülebilir kalkınma açısından son derece önemlidir. Bu nedenle bilim adamları yeni temiz su kaynakları bulabilmek için araştırmalar yapmaktadırlar. Deniz sularının ters ozmozdan geçirilerek kullanılması bir alternatif oluşturmaktadır. Fakat gerek ters ozmoz sisteminin yatırım ve işletim maliyetinin çok yüksek olması gerekse ters ozmoz uygulanacak yerlerin deniz kenarlarına yakın olma gereksiniminden dolayı bilim adamları yeni kaynaklar aramaya yönelmişlerdir. Bulunan yeni kaynakların başında kullanılmış suların arıtılarak tekrar kullanılması gelmektedir. Sadece evsel atıksularda değil endüstriyel atıksularda da tekrar geri kullanılması üretim açısından büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda atıksuların membran biyoreaktör teknolojisi ile arıtılıp tekrar kullanılması günümüzde hızla yaygınlaşmaktadır. Tamamen yurtdışından ithal olarak getirtilen sistemler geri kullanım açısından büyük maliyet oluşturmaktadır. Bu nedenle Teknogirişim Sermaye Desteği Programına 10 yıldan fazla süredir çalıştığım membran biyoreaktör sistemleri ile ilgili “Sürdürülebilir Kalkınma için Evsel ve Endüstriyel Atıksuların Arıtımı ve Geri Kullanılmasında Membran Biyolojik Reaktör Ünitesi Üretimi” konulu projeyi sundum ve Kabul edildi. Bu bağlamda membran modüllerini ülkemizde üreterek maliyeti çok düşürmeyi ayrıca üretmiş olduğumuz sistemleri sadece ülke içerisinde değil ilk başta Orta Asya, Orta Doğu, Rusya ve Türk-i Cumhuriyetlere de ihraç etmeyi hedeflemekteyiz.